Bence Takıp EDİLMESİ GEREKEN YERLİ VE YABANCI 10 BLOG listesi
Genellikle çoğunuz biliyorsunuzdur ki aşağıdaki listeleri. Sadece ben topu topu 20-25 tane site takip ediyorum. İçinden seçebildiğim 10 tanesi bunlar benim. Geri kalanlar ise kendi sapkınlığım ve garipliğim doğrultusunda takip ettiğim ve genele pek hitap edeceğini düşünmediğim, kıyıda köşede kalmış ilginçlikler. Dediğim gibi önce şu 10 tanesinden başlamak gerek, duruma göre bi 10 tane daha ekleriz listeye.
Turkiyeyazari.blogspot.com: Türkiye’nin Bağımsız kişisel ve kendine ait bir Platformdur. İletişimin her alanında fikir beyan etme hakkını kendinde saklı görür. Sıklıkla yazar, çoğunlukla hiçesayar, tüm gerçekleri gözler önüne serer kaliteli işleri takdir eder.
Özgür ve sansürsüzdür. Az ve öz içeriği savunur.
Ne zaman ne şekilde içerik gireceğimizin herhangi bir garantisi yok. Yani bu demek oluyor ki her an her şey olabilir. Mail listemize abone olup sosyal medya kanallarımızı takip etmek size ulaşmamız için gayet yeterli. Bedava tüketin bizi işte, amme hizmeti veriyoruz sonuçta.
Benim takip etmekten oldukça keyif aldığım bir bütünleşik pazarlama blogu. Sahnenin arkasındaki ekibi de tanıdığım için gayet güzel içeriklere ve işlere imza atıyorlar. Ekip genç ve yetkin. Mediacat ve Marketing Türkiye gibi hantal yapılara karşı tavsiyem her zaman Pazarlamasyon olur. Yeni başlattıkları ve ilerleyen dönemlerde sesini çok duyacağımız Marketing Meetup etkinliğiyle de adından oldukça söz ettirecek bir işe imza atıyorlar. Kaliteli içerikleri var, gelir kaygısıyla sipariş içeriklere yer verdiklerini görmedim. Sipariş içerik nedir derseniz; ”Alametifarika’nın ses getiren!!! yeni Turkcell reklamı yayında” tarzı üstü örtülü yalamalı öpmeli içerikler yani.
Yahu buneda kickstarter da neymiş demeyin. Bu herifler dünyanın en büyük fonlama platformu. İletişim sektöründe ter döken birinin neden kickstarter’ı takip etmesi gerektiğini yapacağınız 1 saatlik incelemeden sonra zaten kendiniz anlayacaksınız. Burada kendine fon arayan projeler, ürünler ya da bunların temelinde yer alan ”fikirler” sizi gayet güzel bir şekilde besleyecektir. Şu şekilde güzel projelerin olduğu ve yine şu şekilde garip ama yaratıcı fikirlere ev sahipliği yapan ve hatırı sayılır bir itibarı olan kickstarter, takip edilmeden geçilmemesi gereken en önemli oluşum bence. Türkiye’de de projemefon ve biayda gibi başarısız denemeleri oldu. Neyse siz zaten 3 ay sonra gaza gelip bir projeyle kickstarter’da yer almanın hayallerini kuracaksınız, bakın buraya yazıyorum.
Adage denilen kuruluş neredeyse 90 yaşında. Kuruluş tarihleri 1930. Dedeciğimden 11 yaş büyükler. Yani herifler 86 yıldır reklamcılık ve pazarlama üzerine bir takım faaliyetler yürütüyor. Adage’i neden takip etmeliyim diye merak edenler olabilir. Cevap çok basit: Millet hangi kafaları yaşıyor, neler yiyor neler içiyor gibi meraklarınızı gidermek. Yok siz gider ülkemizde üretilen ve ekseriyetle Alametifarika ekolünden çıkan ”büyüdüm büyüdüm Pınar’la büyüdüm” gibi ya da yine aynı ekolün uzantıları tarafından üretilmiş ”Vaaaaç bi Coca Cola” saçmalıklarını beğeniyorum, reklamın iyisi kötüsü olmaz ve çok konuşulmuşsa başarılıdır diyorum derseniz zaten komple çekin pc’nin fişini ve işinize bakın. Hatta komple kendi fişinizi çekin. Sizden bi bok olmaz. Adage’e arada bir girip gavurun geldiği seviyeyi, yurtdışında üretilen seçkin işleri ve az biraz da ecnebiceniz varsa yazılan makale ve analizleri okuyarak ‘ulan olum biz nerdeyiz adamlar nerde’ hayıflanmasıyla güzel anlar geçirebilirsiniz. Tavsiyemdir efendim, takip ediniz.
Bakın bu site kutsaldır. Özellikle reklam ajanslarında çalışan ya da çalışmayı planlayanlar için. Genç kardeşlerim duymamış olabilir bu sitenin ismini ama her reklamcı bir gün adsoftheworld’e girecektir desem abartmış olmam. Kaçışınız yok, mecbursunuz. Çünkü bu arkadaşlar yıllardır üretilen tüm kalburüstü işlerin arşivini tutuyorlar. Hem de kategorize ederek. Yani, basın mecrasında hangi ülkede hangi markaya ne yapılmış gibi bir araştırmayı yapabileceğiniz en kral yerdir burası. Zaten bir tane daha var başka da yok. (Diğeri Coloribus ama o da ücretli, menfaatçi ve işbirlikçi.)
Gelelim işin kutsallık kısmına. Bakın burada o kadar büyük bir arşiv var ki yurdum reklamcısı burayı ”çakış platformu” olarak kullanır. Yaşadık kardeşim biliyoruz yani. Girersiniz bu siteye, saatlerinizi burada harcayarak yıllar önce yapılmış alakalı ya da alakasız bir işi bulur ve önünüzdeki markaya çakarsınız. Çakıyorlar. Hem de çatır çatır. Kalburüstü dedim çünkü adsoftheworld her işi yayınlamaz. Dünyanın birçok yerinden binlerce iş mail yoluyla bu muhteremlere gönderilir. Bunlar da beğenirlerse yayınlarlar. Yani bu demek oluyor ki işlerin bir çizgisi bir kalitesi var. E bunu bilen yurdum reklamcısı da oturur, güzel güzel bulur buluşturur yoluna bakar.
Bence Siz bunları neden takip etmelisiniz?
Edin arkadaşlar. Çakmak için değil. Pişti olmamak için. Aklınıza bir fikir mi geldi? Heyecandan gece uykularınız mı kaçıyor? Ulan çok iyi fikir inşallah yapılmamıştır mı diyorsunuz? Evet, girin bu siteye ve ilgili filtrelemeleri yaparak bakın bakalım benzer şekilde daha önce vücut bulmuş mu bulduğunuz fikir. Bu sitenin amacı budur. Sonrası sizin vicdanınıza ve meslek etiğine ne kadar uyduğunuza kalmış. Ha çakarım kim görecek, kim bilecek demeyin. Yakalarsam affetmem.
Teknolojiden bilime, sanattan kültüre, iletişimden sosyalojiye oldukça geniş bir yelpazede sağlam içerikler okur, feyz alır ve işinize bakarsınız. Bakın ben takip ediyorum diye demiyorum severim kendilerini. Bazen ipin ucunu kaçırıp günde 50 tane içerik de girseler yine de takip edilmeye değer.
Bakın çok enterasan, bambaşka bir tarzları var. Bunları nereden bulup çıkarıyorlar dediğim tonla güzel içerik okudum. Yok 5000 yıl önce bulunan mumya bir pazarlamacı mıydı, yok beyinsiz instagram kullanıcılarının gerçek hayattaki asosyalite seviyesiyle ilk çağda yaşayan kabilelerin gösterdiği benzer beyinsizlik ve asosyallik seviyeleri arasında bir bağ var mı gibi spesifik şeyler. Güzel içerikler var yani, arada bizim sektöre ve disiplinlere de dokundukları anlar oluyor. Saçma sapan Türk sitelerinde vakit kaybedeceğinize şunlara takılın derim. Kaybetmezsiniz.
Bir nevi Bigumigu. Zaten bizimkiler de genellikle ordan burdan alıp Türkçeleştirdikleri için siz iyisi mi karşınıza gelen içerikleri orijinal kaynaklarında okuyun. Yaratıcılık adına farklı ve ilginç şeyler tüketip kahvenizi keyifle yudumlayabilirsiniz.
Siz zaten ediyorsunuz da ben tekrar hatırlatayım. Sikkofield, ne içtiği meçhul ama kafası pırıl pırıl olan biri. Ne zaman ne yazacağı belli olmaz. Siz takip edin gerisini boşverin.
Onlar yapıyor da biz patlıcan mıyız diye soran blog. Tarzı farklı. O da bizim gibi yeniliğe ve yaratıcılığa aç ve arayışı bu yönde. Sektörün içinde yer alan bir reklamcı tarafından yönetiliyor. Eleğinden geçirdiği işleri, adamlar yapmış diye paylaşıyor. Giydirme katsayısyı yüksek, daha da yüksek olmalı ama eş dost üzülmesin istiyor olabilir. Haklıdır da, takip de edilir.
1 Yorumlar